Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Bir Forumdan beklenen herşey..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Şiir Oku
Hava Durumu
Haberler
Manşet
En son konular
» Un neden patlayıcıdır?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:11 tarafından EKIN

» Neden gıdıklanıyoruz?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:10 tarafından EKIN

» Nasıl sarhoş olunuyor?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:09 tarafından EKIN

» Elektrik insanı nasıl çarpıyor?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:09 tarafından EKIN

» İngilizce'de hindiye neden Turkey deniliyor?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:08 tarafından EKIN

» 24 ayar altın ne demektir?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:07 tarafından EKIN

» 13 sayısı neden uğursuzdur?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:06 tarafından EKIN

» Bozuk paraların kenarları neden tırtıllıdır?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:05 tarafından EKIN

» Ayna kırılması neden uğursuzluk getirir?
Aborjinler Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:05 tarafından EKIN

En iyi yollayıcılar
EKIN
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
Asi._44
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
Korcan
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
yesim
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
meliş
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
ekin.fm
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
elif
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
mehmet010101
Aborjinler Vote_lcapAborjinler Voting_barAborjinler Vote_rcap 
Radyo
Sayaç
Kimler hatta?
Toplam 8 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 8 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 78 kişi Cuma 19 Ağus. 2016 - 20:25 tarihinde online oldu.
Admin Msn’ de

Zirve100 Sayac

 

 Aborjinler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
EKIN
Admin
Admin
EKIN


Erkek Başak Mesaj Sayısı : 457
Yaş : 41
Nerden : Malatya
İş/Hobiler : Webmaster
Kayıt tarihi : 02/10/08

Aborjinler Empty
MesajKonu: Aborjinler   Aborjinler Icon_minitimeÇarş. 24 Haz. 2009 - 21:12

Aborjinler
Aborjin Avustralya kıtası yerlilerine verilen addır. Avustralya Yerlileri ifadesi de kullanılabilmektedir. Kelime Latince kökenden başlangıçtan gelen anlamında ab origine ifadesinden tüm yerli topluluklara izafe etmek için türetilmiş olmasına karşın 17.yüzyıldan itibaren özelde Avustralya yerlilerini genelde de yerli hakları tanımlamakta kullanılmıştır.
Aborjinler ifadesi genel olarak tüm bir Avustralya Tazmanya ve çevre adalarda yaşayan yerlileri tanımlamakta kullanılmakla birlikte bu isimlendirmenin dil ve yaşayış biçimi olarak ortak noktalarıyla birlikte farklılıklar da taşıyan geleneksel toplulukları işaret ettiği de unutulmamalıdır.
Yerli Aborjin topluluklarının dağılımı
Yerli kabilelerden bazıları; New South Wales ve Viktorya'da Koori Queensland'da Murri Güney Avustralya'da Noongar Merkezi Batı Avustralya'da Yamatji; Güneybatı Avustralya'da Nunga Kuzey Avusturya'da ve Kuzey bölgelerine komşu bölgelerde Anangu; orta Kuzey bölgede Yapa Doğu Arnhem topraklarında Yolngu ve Tazmanya'da Palawah kabileleri gibi.
En büyük gruplardan Anangu (Çölden gelen kişi anlamına gelmektedir) kabilesinin Yankunytjatjara Pitjantjatjara Ngaanyatjara Luritja ve Antikirinya şeklinde alt toplulukları bulunmaktadır.

Aborjin Nüfus
2001 yılında Avustralya İstatistik Bürosu toplam yerli nüfusunu 458520 olarak vermiştir (bu rakam Avustralya'nın toplam nüfusunun %2.4'üdür). Bu nüfusun %90'ı Aborjin olarak %4'ü Torres Strait Islander geri kalan %4'ü hem Aborjin hem Torres Strait Islander olarak tanımlanmaktadır.
2001 nüfus sayımına göre Aborjin Nüfusu:
Yeni Güney Galler New South Wales - 134888
Queensland - 125910
Batı AustralyaWestern Australia - 65931
Northern Territory - 56875
Victoria - 27846
Güney Avustralya South Australia - 25544
Tazmanya - 17384
ACT - 3909
Diğer bölgeler - 233

Kültür ve Din
Namadgi Ulusal Park'da bulunan bu Aporjin kaya çiziminde Kanguru Dingolar Kaplumbağa ve insanlar görülüyor
Avustralya kıtasında Avrupalılar gelmeden önce farklı dillere sahip pek çok kabile barındığı için tek bir kültürden ziyade birbirleriyle benzerlikleri de olan farklı kültürlerden bahsedilebilir. Pek çok büyük ve birbirlerinden farklı grupların kendi kültürleri inanç yapıları ve dilleri bulunmaktadır. Bu kültürler zaman içinde birbirleriyle az veya çok çakışmışlardır.

Aborjin Sanatı
Aborjinler suyla çeşitli kaya pigmentlerini karıştırarak elde ettikleri boyalarla kayalıklara veya ağaç kabuklarına ilkel fırçalar çubuklar ve parmaklarını kullanarak veya ağızlarına aldıkları boyayı püskürterek boyama yapmışlardır.
1981'de Yeni Zelanda Nambassa Festival'indeki performanstan bir görüntü. Resimdeki enstrüman Aborjinlere özgü didgeridoo'dur.
Aborjin sanatında temalar Aborjinlerin mitolojik Rüyazamanı ile ilişkilidir öyleki günümüzde temasını amorjin maneviyatından almayan sanatların hakiki aborjin sanatı olmadığını söyleyenler bulunmaktadır. Aborjinlerin önde gelen sanatçılarından Wenten Rubuntja manevi anlamdan yoksun herhangi bir aborjin sanatı ile karşılaşmanın zor olduğunu söylemektedir.
Müzik ve dansın da Aborjin kültüründe önemli bir yeri vardır. Hemen her durum için aborjinlerin icra ettikleri şarkıları bulunmaktadır; av şarkıları cenaze şarkıları atalarla ilgili şarkılar mevsim şarkıları hayvan ve arazi ile ilgili şarkılar ve Rüyazamanı efsaneleriyle ilgili şarkılar. Aborjin müzikleri de kıtaya özgü enstrümanlarla (örneğin didgeridoo) icra edilirler.

Din
Gökkuşağı yılanının bir temsili
Avustralya yerlilerinin toprağa saygı ve Düşzamanı inancı üzerine kurulu şifahi gelenekleri ve manevi erdemleri bulunmaktaydı. Rüyalar düşler hem yaradılışın antik zamanı hem de günümüz gerçeğini ifade etmektedir.
Düş zamanı hikayelerinden bir versiyon:
Tüm dünya uykudaydı. Herşey sessiz hareketsizdi ve hiçbir şey büyümüyordu. Hayvanlar yeraltında uyumaktaydı. Bir gün gökkuşağı yılanı uyandı ve dünyanın yüzeyinde süründü. Herşeyi bir kenara itti ve bu onun tarzıydı. Tüm bir diyarı gezdi ve yorulduğunda kıvrılıp uyumaya başladı. Böylece heryere izini bıraktı. Sonra geri döndü ve kurbağalara seslendi. Onlar da su dolu kocaman mideleriyle ortaya çıktılar. Gökkuşağı yılanı onları gıdıklayıp güldürdü. Sular ağızlarından çıktı ve gökkuşağı yılanının izlerini doldurdu. Göl ve nehirler böyle yaratıldı. Daha sonra çimenler ve ağaçlar büyümeye ve yeryüzünü yaşam doldurmaya başladı.
1996 nüfus sayımında Aborjinlerinin %72 oranında Hristiyanlığın çeşitli formlarını uyguladıkları %16'sının ise herhangi bir dini işaretlemediği bildirilmiştir. 2001 yılı nüfus sayımında Aborjin nüfusunun yüzde 0.03 kadarının Aborjin dini pratiklerini uyguladıkları tespit edilmiştir.

Tarih
Avustralya yerlileri kendilerinin hep Avustralya kıtasında bulunduklarına inanırlar. Yerlilerin kökeni ile ilgili elde hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Güneybatı Asya'dan bu kıtaya gelmiş olmalarına rağmen hiçbir Asya halkıyla herhangi bir bağlantıları olduğuna dair kanıt bulunmamaktadır.

Aborjin el aletleri
Kaptan James Cook'un 1770'de adaya gelişine karşı duran yerlilerin gösterildiği bir gravür
İlk Avrupalı yerleşimcilerin kıtaya gelişinden önce Avustralya'da 250 bin ve 1 milyon arası bir nüfusun olduğu tahmin edilmektedir. Nüfus düzeyi muhtemelen binlerce yıldır aynı kalmaya devam etmiştir. Avustralya yerlilerinin çoğunlukla çöl sakinleri olduğu şeklindeki genel kanı aslında yanlıştır çünkü en yoğun yerli popülasyonunun olduğu bölgeler sahil bölgeleridir. En büyük nüfus yoğunluğu kıtanın güney ve doğu bölgelerinde özellikle de Murray Gölü vadisinde yer almaktadır. Bununla birlikte Avustralya yerlileri Tazmanya'nın soğuk ve nemli platolarından kıtanın kurak iç bölgelerine kadar tüm Avustralya'da doğa ile başarılı bir uyum sağlamışlardır. Yerlilerin kullandıkları teknikler yiyecek türleri ve avlanma biçimleri yerel koşullara uyum sağlamıştır.
Kıtanın Avrupalı yerleşimciler tarafından sömürgeleştirilmesi sonrasında sahil bölgelerindeki yerli nüfus hızla topraklarından edildiler ve geleneksel Aborijin yaşqam biçimini terketmeye zorlandılar. Avrupalıların yerleşmekten kaçındıkları kurak bölgelerdeki yerli topluluklar ise yaşam biçimlerini daha fazla korudular.

Avrupalı Yerleşimcilerin Kıtaya Etkisi
1770 yılında Kaptan James Cook Avustralya'nın doğu sahillerini Büyük Britanya adına ele geçirdi ve burayı Yeni Güney Galler (New South Wales) olarak isimlendirdi. Avustralya'daki İngiliz sömürgeciliği 1788'de Sydney'de başladı ve kıtaya ilk gelen Batılı yerleşimciler çiçek suçiçeği grip kızamık gibi rahatsızlıkları da beraberlerinde getirdiler. Bünyeleri bu hastalıkları hiç tanımayan Avustralya yerlileri bu hastalıklara yakalanarak büyük ölçüde kayıplar verdiler ve nüfusları önemli ölçüde düşüş gösterdi.
İngiliz yerleşimcilerin ikinci etkisi arazi ve su kaynaklarını kendilerine ayırmaları olmuştur. Beyaz yerleşimciler avcı-toplayıcı olan yerli halkın kendi topraklarına sahip olma gibi bir kavrama sahip olmayan ve sürülecekleri herhangi bir yerde de mutlu yaşayabilecek göçmenler olarak görmüşlerdi. Oysa geleneksel arazilerini yiyecek ve su kaynaklarının kaybı yerliler üzerinde ölümcül etki yapmış ve hastalıklarla güçsüz düşmüşlerdi. Aynı zamanda beyaz adamlar Avustralya yerlilerinin arazileriyle derin ruhsal ve kültürel bağlara sahip oldukları gerçeğini görmemiş veya görmemezlikten gelmeyi tercih etmişlerdi. Geleneksel dini pratiklerinden uzaklaştırılan bu halklarda doğum oranları hızla düşmüş alkol gibi yerlilere yabancı içkilerin kullanımı artmıştı. 1788 yılı ile 1900 yılları arasında yerliler maruz kaldıkları hastalıklar topraklarının kaybı ve kendisini kıtanın efendisi ilan eden beyaz adamdan gördükleri şiddet sonucu nüfuslarının yaklaşık %90'ını kaybettiler.

Avrupalı Sömürgecilerin Yerlilerle İlgili Görüşleri
Avrupalı beyaz adam kıtanın yerlileri üzerine uyguladığı soykırımı haklı çıkarmak ırki üstünlüğünü ve dolayısıyla kıta üzerindeki hakimiyetini gerekçelendirmek adına kimi zaman dönemin bilimini dahi kullanmış yerlilerin ne herhangi bir dine kültüre sahip ne de vatan bilinci gelişmiş insanlarlar olmadığına hükmetmişlerdir. Dönemin sömürgecilerin bazı ifadeleri de bunu açıkça göstermektedir. Örneğin 19. yüzyıldan bir yazar Avustralya yerlileri hakkında şunları söylemekteydi:
"Gelişme aşamalarının birbirlerinden büyük ölçüde farklı olduğu iki ırkın birbirleriyle teması sonucunda aşağı ırkın yok olması doğa kanunu gibi görünmektedir...Süreç doğa kanunuyla uyumlu görünüyor. Bu doğa kanununun daha uygun olanın hayatta kalmasını sağlayarak daha büyük insanlık ailesine hizmet ettiği açıktır. İnsani gelişme tamamen ilerici ırkın (progressive race) yayılması ve aşağı (inferior) olanlarının da yok olmasıyla kazanılmıştır...Avustralya aborjinlerinin neolitik ırklar aşamasının ötesine çok fazla geçmiş olabileceklerinden şüphe edilebilir...Bu sebeple onların yok oluşuna yas tutmamıza gerek yok. [1]
Bir diğer sömürgeci ise Aborjinlerin dinleri hakkında şunları ifade etmektedir:
"Önde gelen bir rahip tarafından dinin bazı izlerinin keşfedilmediği hiç bir ülke bulunmadığını iddia edilmişti. Bu insanlarla ilk tanışmamdan bugüne yaptığım gözlem ve araştırmalardan şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu insanlar bu görüşün bir istisnasıdır." [2]
Albert F. Calvert 1894 tarihli "The Aborigines of Western Australia" eserinde Aborjinlerin kötücül karakterleri olan mitolojilerine karşılık lütufkâr ve adil bir Tanrı hakkında herhangi bir bilgilerinin olduğunun şüpheli olduğunu söylemekte ve Hristiyanlığın "yabani" yerlileri medenileştirmeyi ve batı inançlarından kurtaracağını söylemektedir. [3]

Aborjin Soykırımları

Avusturyanın Avrupalı sömürge güçleri Avustralya yerlilerini farklı zamanlarda soykırım uygulamalarına tabi tutmuşlardır. Ancak soykırımlarla ilgili bilgi çoğunlukla hükümetin tuttuğu kayıtlardan edinildiği için sayılarının belirtilenden çok daha fazla olabileceği düşünülebilir.
Northern Territory Legislative Assembly'nin üyesi olan John Ah Kit 9 Ekim 2003 tarihli bir tartışmada şunları söylemektedir:
1920'lerin sonlarının büyük bir kuraklık zamanı olduğu ve bu yüzden de bu ortamda Avustralya'da siyah/beyaz ilişkilerinin öncülerinin aralarından pek çok şey geçtiği unutulmamalıdır. Doğal kaynaklar üzerinde yoğun bir mücadele yaşanmaktaydı. Bir arazi ve onun halkı arası arasında; sığırlar ve beraberlerinde silahlar ve hastalıklar getirenler arasındaki bir çatışmaydı bu. Genellikle yanlış anlaşılan şey şu ki Coniston Katliamının tek bir olay değil polis gruplarının ayırım gözetmeden haftalarca öldürdüğü bir seri cezalandırıcı baskınlardan biri olduğudur."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.ekinfm.com.tr.tc
 
Aborjinler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kültür - Sanat - Tarih - Biyografi - Şiir :: Tarih-
Buraya geçin: