Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Bir Forumdan beklenen herşey..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Şiir Oku
Hava Durumu
Haberler
Manşet
En son konular
» Un neden patlayıcıdır?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:11 tarafından EKIN

» Neden gıdıklanıyoruz?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:10 tarafından EKIN

» Nasıl sarhoş olunuyor?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:09 tarafından EKIN

» Elektrik insanı nasıl çarpıyor?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:09 tarafından EKIN

» İngilizce'de hindiye neden Turkey deniliyor?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:08 tarafından EKIN

» 24 ayar altın ne demektir?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:07 tarafından EKIN

» 13 sayısı neden uğursuzdur?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:06 tarafından EKIN

» Bozuk paraların kenarları neden tırtıllıdır?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:05 tarafından EKIN

» Ayna kırılması neden uğursuzluk getirir?
Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimePaz 15 Kas. 2009 - 18:05 tarafından EKIN

En iyi yollayıcılar
EKIN
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
Asi._44
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
Korcan
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
yesim
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
meliş
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
ekin.fm
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
elif
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
mehmet010101
Atatürk- Bağımsızlık... Vote_lcapAtatürk- Bağımsızlık... Voting_barAtatürk- Bağımsızlık... Vote_rcap 
Radyo
Sayaç
Kimler hatta?
Toplam 7 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 7 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 78 kişi Cuma 19 Ağus. 2016 - 20:25 tarihinde online oldu.
Admin Msn’ de

Zirve100 Sayac

 

 ******- Bağımsızlık...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
EKIN
Admin
Admin
EKIN


Erkek Başak Mesaj Sayısı : 457
Yaş : 41
Nerden : Malatya
İş/Hobiler : Webmaster
Kayıt tarihi : 02/10/08

Atatürk- Bağımsızlık... Empty
MesajKonu: ******- Bağımsızlık...   Atatürk- Bağımsızlık... Icon_minitimeC.tesi 20 Haz. 2009 - 22:09

Bağımsızlık

Tam bağımsızlık bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur. Bu vazife bütün millete ve tarihe karşı yüklenilmiştir. Bu vazifeyi yüklenirken tatbik kabiliyeti hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat netice olarak edindiğimiz görüş ve iman bunda muvaffak olabileceğimize dairdir. Biz böyle işe başlamış adamlarız. Bizden evvelkilerin işledikleri hatalar yüzünden milletimiz sözde mevcut zannolunan bağımsızlığında kayıtlı bulunuyordu. Şimdiye kadar Türkiye'yi medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse hep bu hatadan ve bu hataya uymadan doğmaktadır. Bu hataya uyma neticesi; mutlaka memleket ve milletin bütün haysiyetinden ve bütün yaşama kabiliyetinden soyunma ve uzaklaşmasını gerektirebilir. Biz; yaşamak isteyen haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uyma yüzünden bu özelliklerden mahrum kalmaya tahammül edemeyiz. Bilgin cahil istisnasız bütün millet fertleri belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta; tam bağımsızlığımızın temini ve devam ettirilmesidir.

Tam bağımsızlık denildiği zaman elbette siyasi malî iktisadî adlî askerî kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz.
1921
(Nutuk II S. 623-624)

Bağımsızlık ve hürriyetlerini her ne bahasına ve her ne karşılığında olursa olsun zedeleme ve kayıtlamaya asla müsamaha etmemek; bağımsızlık ve hürriyetlerini bütün mânasiyle koruyabilmek ve bunun için gerekirse son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek; işte bağımsızlık ve hürriyetin hakiki mahiyetini geniş mânasını yüksek kıymetini vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez prensip... Ancak bu prensip uğrunda her türlü fedakârlığı her an yapmaya hazır milletlerdir ki devamlı olarak insanlığın hürmet ve saygısına lâyık bir topluluk olarak düşünülebilirler.
1928
(******'ün S.D. II S. 249)

Bağımsızlığı için ölümü göze alan millet insanlık haysiyet ve şerefinin icabı olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve elbette esaret zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin haysiyetsiz bir millete nazaran dost ve düşman nazarındaki mevkii farklı olur.
1927
(Nutuk I S. 13-14)

Esas Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık olamaz.

Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek insanlık özelliklerinden mahrumiyeti beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

Halbuki Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir.

Bundan ötürü ya bağımsızlık ya ölüm!...
1919
(Nutuk I S. 13)

Arzumuz dışarıda bağımsızlık içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim.
1923
(******'ün S. D. II S. 71-72)

"Biz barış istiyoruz" dediğimiz zaman "tam bağımsızlık istiyoruz" dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır. Bunu istemeye hakkımız ve kudretimiz vardır. On sene yirmi sene sonra aşağılaşarak ölmekten ise şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutmalıyız.
1923
(******'ün S. D. II S. 89)

Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettiği takdirde insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereği olan dostluk siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan sarfınazar edinceye kadar amansız düşmanıyım.
(23.4.1921)

Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz.
(Nutuk)

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye liyakat kazanamaz.
(Nutuk)

Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlâtlarından ibarettir. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
(21 Haziran 1922)

Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir ben milletimin en büyük ve ecdadımın en kıymetli mirası olan istiklâl aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenlerce bu aşkım malûmdur. Bence bir millette şerefin haysiyetin namusun ve insanlığın vücut beka bulabilmesi mutlaka o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî istiklâl bence bir hayat meselesidir.

İstiklâl ve hürriyet âşıkı milletler için ıstırap anları o ıstırabın âmilleri ibret alıp tetikte durmak için daima hatırlanmalıdır. İstiklâl ve hürriyetlerini her ne pahasına ve her ne karşılığında olursa olsun ihlâl ve takyide asla müsamaha etmemek istiklâl ve hürriyetlerini bütün mânasıyla masun bulundurmak ve bunun için icap ederse son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı bir misalle süslemek: İşte istiklâl ve hürriyetin hakikî mahiyetini geniş mânasını yüksek kıymetini vicdanında idrak etmiş milletler için esas ve hayati prensip.

Büyük ve hayalî şeyleri yapmadan yapmış gibi görünmek yüzünden bütün dünyanın düşmanlığını garazını kinini bu memleketin ve milletin üzerine çektik. Biz panislâmizm yapmadık. Belki "yapmıyoruz yapacağız" dedik. Düşmanlar da "yaptırmamak için biran evvel öldürelim" dediler. Panturanizm yapmadık "yaparız yapıyoruz" dedik "yapacağız" dedik ve yine "öldürelim" dediler. Bütün dâva bundan ibarettir.
(1921)

Basın

Basın milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlıbaşına bir kuvvet bir mektep bir rehberdir.
(1922)

Basın hürriyetinden doğacak mahzurların izalesi bizzat basın hürriyeti ile kaim olduğuna dair Büyük Meclisin yol gösterici ve olgun sahasında tesbit edilen esaslar eğer Cumhuriyetin ruhu olan faziletten mahrum cüret erbabına basın içinde eşkiyalık fırsatını verirse eğer aldatıcı ve baştan çıkarıcıların fikir sahasında meş'um tesirleri tarlasında çalışan masum vatandaşların kanlarını akıtmasına yuvaların dağılmasına sebep olursa ve eğer en nihayet eşkiyalığın en zararlısına başvuran bu gibi baştan çıkarıcıların kanunların hususî müsaadelerinden faydalanmak imkânını bulursa Büyük Millet Meclisinin terbiye edici ve kahredici elinin müdahale ve tembih etmesi elbette zaruri olur.

Memlekette Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve ahlâkını taşıyan basını yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Bir taraftan geçmiş devirler gazetelerinin ve müntesiplerinin ıslahı imkânsız olanları milletin nazarında belirirken öte taraftan Cumhuriyet basınının temiz ve feyizli sahası genişleyip yükselmektedir. Büyük ve necip milletimizin yeni çalışma ve medeniyet hayatını kolaylaştırıp teşvik edecek işte ancak bu zihniyetteki basın olacaktır.
(1925)

Basın umumî hayatta siyasî hayatta ve Cumhuriyetin gelişme ve ilerlemelerinde haiz olduğu yüksek vazifeleri anmak isterim.

Basının tam ve geniş hürriyeti iyi kullanması ne derece nazik bir vaziyet olduğunu da beyana lüzum görmem. Her türlü kanunî kayıtlardan ziyade bir kalem sahibinin ilme ihtiyaca ve kendi siyasî telâkkilerine olduğu kadar vatandaşların hukukuna ve memleketin her türlü hususî telâkkilerin üstünde olan yüksek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmek manevî mecburiyeti asıl bu mecburiyettir ki umumi düzeni temin edebilir. Ancak bu yolda yanılma ve kusur olsa bile bu kusuru düzeltecek tesirli vasıta asla mâzide sanıldığı gibi basını kayıtlar altına alan rabıtalar değildir. Bilâkis basın hürriyetinden doğacak mahzurların izale vasıtası da yine bizzat basın hürriyetidir.
(1924)

Önem ve yüceliği cihan medeniyetinde açıkça kendisi gösteren basına hükümetimizin birinci derecede önem vermesi; bu hususta sarf edeceği mesaiyi millete ifa ile mükellef olduğu hayırlı hizmetlerin baş tarafına koyması yüksek Meclisin kesinlikle isteyeceği hususlardandır.
(1 Mart 1922)

Bir insan topluluğunun müşterek ve umumî hisleri ve fikirleri vardır. İnsan topluluklarının kıymetleri medeniyet dereceleri arzu ve temayülleri ancak bu umumî his ve fikirlerin ortaya çıkma ve belirtilme derecesiyle anlaşılır. Bir insan topluluğunu sevk ve idare eden insanlar için insan topluluklarının talihi üzerinde hüküm vermek mevkiinde bulunan dostlar veya düşmanlar için milyar bu insan topluluğunun efkâr-ı umumîyesinden anlaşılan kabiliyet ve kıymettir. Binaenaleyh milletler ekâr-ı umumîyesini cihana tanıtmak mecburiyetindedir. Bütün cihan efkâr-ı umumîyesini cihana tanıtmak mecburiyetindedir. Bütün cihan efkâr-ı umumîyesini tanımak ise hayatın gereklerinin tanzimi için şüphesiz lâzımdır. Bu hususta ise mevcut vasıtaların birincisi ve en mühimi basındır.
(1 Mart 1922)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.ekinfm.com.tr.tc
 
******- Bağımsızlık...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ******'ün bir anısı
» ******'ün hayatı
» ******'ün yazdığı şiirler
» ******’ten Alınacak Dersler!..
» ****** - 10. Yıl Nutku (Kendi Sesiyle)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kültür - Sanat - Tarih - Biyografi - Şiir :: ****** Köşesi-
Buraya geçin: